Sürüngen ve diğer zararlılar mücadelesi:

Yılan, akrep, kırkayak gibi canlılara karşı kaçırıcı (repellent) ürünler, tecrit ve izolasyon gibi yöntemler ile mücadele edilir. Bu canlılar ile mücadelede hedef dışı canlılara zarar verilmemesine dikkat edilmelidir.

Yılanlar; omurgalı hayvanlar grubundan olan sürüngenlerin başında yer alan canlılardır. Yılanların boyları ve yapıları yaşadığı bölgeye ve yılanın türüne bağlı olarak değişir. Vücut üzerinde herhangi bir ayak takımı yoktur.

Yılanların vücutları üzeri pullu ve derisi çok sağlamdır. Boyları türlerine bağlı olarak metrelerce uzunlukta olabilmektedir. Bir yılanın boyu birkaç cm olabildiği gibi 10 m ve üzeri yılanların olduğunda bilinmektedir. Dünya üzerindeki en uzun yılan türü anakonda olarak bilinmektedir.
Yılan hareketini yerden sürünerek yapar. Diğer canlılarda olduğu gibi ayak yapıları yoktur ve yürümezler. Hareket olarak suda yüzenleri olduğu gibi havada uçan yılan türleri de vardır.

Yılanlarda ağız ve çene yapısı öne doğru uzanmış bir haldedir. Yılanlarda duyu ve algıları için anten denen organ yoktur bu canlılarda bu görevi ağızları içindeki dil organları yapmaktadır. Yılanlar ağzındaki dilleri çatallıdır bu dilleri ile çok uzak mesafedeki besinlerin yerini ve gelen tehlikeleri algılarlar. Yılan nefes almak için çenesinin altındaki solunum borularını kullanır. Bazen çok büyük avını yutarken bu borular tıkanabilir bunun içinde yılan kendi vücudu içindeki hava keselerini kullanır veya akciğerine hava doldurarak yapar. Yılanlarda dış kulak denen bir organ yoktur yani insanlar ve diğer hayvanlarda olduğu gibi kulakları ve kulak delikleri yoktur. Yılanların çenesi ile baş bölgesi arasında bulunan küçük bir kemik yapısı vardır bu kemik yapı ile topraktaki en ufak bir sesi algılayıp kendisini savunur.

Yılan denen canlı dünyanın her yerinde ve her kıtasında yaşar. Yılana dünya üzerinde su, kara ve hava olmak üzere her ortamda rastlanır. Yılanların her türlüsü zehirlidir. Yılanın zehri yaşadığı ortama bağlı olarak değişir. Yılan sıcaklığı seven bir hayvandır. Sıcak iklimlerde daha çok bulunur. Çölde bulunan yılan su ihtiyacından dolayı vücut atıklarını atamadığı için daha çok zehirlidir suda yaşayan yılanlar vücut atıklarını sürekli su ortamına attığı için daha az zehirlidir.

Yılanlar avını yakaladığında ağızlarındaki dişleri ile dişleyip avını zehirler ve avını sımsıkı kavrayarak öldüresiye kadar sıkar. Yılan avını etkisiz hale getirdikten sonra bütün olarak yutar. Yılanların ağzı çok elastikidir. Bu özellik sayesinde yılanın ağzı oldukça açılır ve avını bu şekilde yutar. Yılan avını yuttuktan sonra eritmek için kendini sıkar veya ağaç gibi sert olan bir cisme sarılarak içindeki canlının bütün kemiklerini kırarlar. Yılan bu işlemden sonra içindeki avını hazmetmek için dinlenmeye çekilir.

Yılanların renkleri yaşadığı ortama bağlı olarak değişir. Yılanlar siyah, sarı, kırmızı, yeşil.vb gibi her renkte yılan bulmak mümkündür. Yılanlarda kuyruk uzundur ve türüne bağlı olarak farklı yapılardadır. Bazı yılan türlerinde kuyruk uzun ve sivri bazılarında ise küt ve kısa olurken bazı yılan türlerinde ise kuyruk kısmı çıngırak vardır ve yürürken ses çıkarır. Dünya üzerinde yaşayan yılan türü sayısı çok farklıdır. Tahmini olarak 2500 – 2700 kadar yılan türünün yaşadığı bilinmektedir. Yılanlar çok uzun yıllar yaşayabilen canlılardır bazı türleri 20 – 30 yıldan fazla yaşamaktadır. Yılanların ağzı içinde alt çene ve üst çenede dişler vardır ve zehri bu dişler sayesinde avına aktarır. Bazen kırılan veya çekilen dişler kendini yeniler ve tekrar çıkar. Türkiye de yaşayan yılan türü sayısı takriben 50 kadardır. Yılanlar yılda 2 – 3 defa derisini değiştirerek gençleşirler.

YILANLARIN BESLENMESİ 

Yılanlar beslenmek için önüne çıkan her türlü canlıyı yerler. Ağızları elastikidir ve tuttukları besinlerini parça olarak değil bütün olarak yutarlar. Besin olarak türünü bağlı olarak farklı büyüklükteki canlıları yerler. Bazı türleri geyik, ceylan, yaban domuzu gibi canlıları parçalamadan yutabildikleri gibi bazı türleri de fare, kurbağa ,kuş gibi küçük canlıları yerler.

Kırk ayak haşeresine evlerin iç kısımlarından daha ziyade bahçelerde rastlanır. Bunun sebebi kırk ayak böceğinin nemli yerleri sevmesidir.

Kuru ve rutubetsiz alanlarda kırkayak yaşamı tehlikeye girer. Yiyecekleri bol ve koşullar da uygunsa kırkayaklar kısa sürede üreyerek binlerce adete ulaşabilirler. Kırk ayak haşereleri çok geniş sayılara ulaştıkları zaman bulundukları yerdeki yiyecekler yetmiyorsa toplu halde göç ederler. Kırk ayağın bir tane vücut sekmeninde 2 çift ayak vardır, çıyanların ise bir vücut sekmesinde 1 çift ayak bulunur. Kırkayaklar nemli ortamları severler, kuru olan ortamlarda uzun süre yaşayamazlar. Kırkayaklar yakaladıkları avlarını çok olan ayakları ile kavrayarak yuvalarına götürebilirler. Kırkayak uygun yaşama alanı bulursa çok hızlı üreyebilirler. Yiyecek sıkıntısı çeken kırkayaklar toplu halde göç edebilirler. Nemli yerleri seven kırkayaklar evlerimizde, çatılarda, balkonlarda, bodrumlarda sıkça görülebilir. Kırkayaklar her yumurtlamada onlarca yumurta bırakabilirler.3-4 ay içerisinde belli sıcaklığa ulaşan yumurtalar yavru olarak çıkarlar. Kırkayağın yaklaşık olarak 13.000 türü bulunur. Bunların tamamı karada yaşar. Islak bitkiler, yaprak döküntüleri gibi yerlerde buldukları ölü organik maddelerle beslenirler. Kırkayakların her vücut segmentinde iki çift ayakları olmasına karşılık, çıyanların bir çift ayakları olması bu iki türün ayırt edilmesini sağlar. Dış alanlarda çok görülmelerine rağmen, iç alanlarda kırkayağa pek rastlanmaz çünkü rutubetsiz ortamda kısa sürede ölürler. Koşullar uygun olduğunda ve yeterli gıda olduğunda, kırkayaklar binlerce sayıya ulaşabilirler. Ortam koşulları değiştiğinde veya nüfusları çok arttığında, birlikte göç etmeleriyle tanınırlar.

Kırkayak yumurtalarını; yavrularının besin kaynağına rahat ulaşabilecek yerlere bırakır. Kırkayak yavruları yaklaşık 4-5 ay zarfında erginliğe ulaşırlar. Yumurtadan çıkan kırkayak yavruları etraftan beslenir, insanları ısıran kırkayak türleri mevcuttur. Kırk ayak ısırmasından insanlar zehirlenebilir. Isırılan kişi mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı. Kırk ayak nemli yerlerde yaşayabildiği için evlerimizde pek görülmezler. Çünkü kuru yerlerde kırk ayak kısa süre de ölür. Uygun koşullar atında kırk ayaklar çok hızlı bir şekilde üreyebilirler. Ayrıca büyük popülasyonlara ulaşan kırkayaklar yiyecek sıkıntısından dolayı toplu halde göç ederler. Kırkayak vücudu bölmelerden oluşur ve bölmeler genellikle renklidirler. Kırkayaklar beslenme konusunda hem etçil hem otçul urlar. Yani eline geçen her türlü besini tüketirler. Kırk ayak genellikle bitkilerin yeni filizlerini ve sürgülerini kemirerek yerler. Bitkilerin çürümüş kısımlarını ve ölen hayvanların etini tükettikleri gibi aynı zamanda yakaladıkları ufak böcek türlerini severek yerler. Yaşam alanı olarak besinlerine rahat ulaşabileceği yerleri seçerler.

Akrepler milyonlarca yıldır insanlar ve diğer canlılar için tehlike oluşturmaktadır. Akrepler çok direnli bir vücut yapısına sahiptirler. Akrepler en soğuk havalara ve en sıcak havalarda dahi yaşarlar.

Bilim adamlarının yaptığı bir araştırmada akrepleri buzdolabında dondurup belli zaman sonra çıkarıldıktan sonra akreplerin hala yaşadığını görmüşler. Çok soğuk olan iklimlerde yaşan akreplerin yanı sıra kızgın kumlarda çöllerde yaşayan akreplerde mevcuttur. Akrebin vücut bölmeleri çoğu zaman akrebin yaşını tayin eder. Akreplerde kuyruk kısmı bölmeli ve ucunda zehirli bir iğnesi var. Kuyrukları sırtının üstünde kıvrık bir haldedir. Akrep dünyanın her yerinde bulunur ve genellikle bütün türleri zehirlidir. Akrep etrafı ateşle çevrelendiği zaman kendini sokarak öldürür. Akrep zehri türüne ve yaşadığı yere göre farklılık gösterir. Örneğin çölde yaşayan bir akrep kuraklıktan dolayı daha zehirlidir. Akrep sokması insanın canını çok yakar. Akrep sokması durumunda hasta süratle hastaneye sevk edilmelidir. Akreplerin birçoğu toprakta derinlere iner ve yuva yaparlar. Akrep vücudu oransal olarak büyük olmalarına rağmen yassı yapılarından dolayı dar aralıklardan geçebilir.

Akrep yumurtlamaz, bunun yerine canlı yavrular doğurur. Akrep yavrusu doğumdan sonra bir süre annenin sırtında taşınır.

Akrep zehrin etkisi akrebin türüne göre değişir. Genellikle akreplerin sokması çok acı verir, ama bazı türlerindeki insanı ve en iri hayvanları bile öldürebilir. En tehlikeli akreplerden biri Kuzey Afrika’da yaşayan sarımsı kahverengi akreptir (Andtoctonus australis). Zehirli akreplerin çok yaygın olduğu Meksika’da her yıl en az 1.000 kişi akrep sokmasından ölür. Taşların altında, duvar yarıklarında, kurumuş ağaç kabukları altında veya yer altında kazdıkları dehlizlerde akrep zararlısına rastlamak mümkündür. Karlı bölgeler hariç hemen hemen her yerde akrep yaşar. Akrep yalnız yaşamayı sever. Boyları 2 cm ile 15 cm arasında değişir. Yassı halkalardan teşekkül eden vücut; başla kaynaşmış bir gövde, karın ve kuyruk (telson) olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Gövdede önden arkaya doğru büyüklükleri artan, uçları çift çengelli dört çift yürüme bacağı bulunur. Gövdeye bağlı karın kısmı ise 7 geniş halkadan meydana gelmiş, alt yüzeyinde birinci halkada kapaklı bir adet cinsiyet açıklığı, ikinci halkada dokunum ve iz bulma görevi yapan bir çift tarak organı, 3, 4, 5 ve 6. halkalarda “kitap trakeleri” adını alan solunum organına ait birer çift olmak üzere toplam dört çift solunum deliği (stigma) vardır. Karın kısmından sonra 6 adet dar ve yuvarlaksı halkalardan meydana gelen ve bir yay gibi sırta doğru bükülebilen akrebin kuyruğu, eğrilmiş bir zehir iğnesi veya mızrağını taşıyan şişkin halka ile biter. Akrep, yürüdüğünde kuyruğunu kaldırır. Düz ve kaygan yüzeylere tırmanamaz. Halk arasında vücudunun son bölümü her ne kadar akrebin kuyruğu olarak biliniyorsa da, gerçekte karın kısmının daralan uzantısıdır. Çünkü içinden bağırsak geçmekte olan telsonun sondan bir önceki halkasında dışkılık son bulmaktadır. Akrepler zehirlidir.

Akrepler Yiyecek bulma ve korunma amacıyla açık noktalardan bina içlerine girerler. İç alana girdiklerinde elbise, ayakkabı, yatak gibi risk yaratan noktalarda dolaşırlar. Sokma vakalarında doktora gidilmesi gerekir. Bir konutun çevresindeki akrep sayısını azaltmak için, mümkün olduğunca yerdeki yığın, döküntü ve bitkilerden kurtulmak gerekir. Ultraviyole ışık altında tüm akrepler yeşil renkte parlarlar, dolayısıyla akreplerin bulunduğu yerlerde gece yürürken, taşınabilir bu tür bir lamba faydalı olacaktır. Akrep İstilası durumunda profesyonel hizmet alınması kalıcı çözüm üretmek açısından daha doğrudur. Akrep ısırması Türkiye’nin hemen her yöresinde çok rastlanan bir türdür. Zehri, kuyruğunun ucunda bulunur. Kuyruğun uzantısı olan iğneyle, sokar ve vücuda akıtır. Ağrısı büyüktür ve beraberinde bazı araz da görülebilir (ürperme, ateş yükselmesi, şok hali, kas kasılması, hatta boğulma). Akdeniz akrepleri yine de en tehlikelileri sayılmaz: Afrika’da insanın ölümüne dahi sebep olan türler çoktur.

Akrepler tehlike hissettiği zaman veya canları acıdığı zaman ısırıp sokarlar. Akrep çok zehirli olduğu için ısırılan canlıya büyük zarar verir. Dünya üzerinde birçok akrep türleri bulunmaktadır. Bazı akrep türleri insanı ve daha büyük cüsseli canlıları ısırdığında ölümüne sebep olur. Akrebin ısırması sonrasında yanma, şiddetli acı, mide bulantısı, kusma ve zehirlenmeler görülür erken müdahale yapılmasa ölümle sonuçlanır.

Çiyanlar yılanı, tırtılı ve kırk ayağı andıran bir canlıdır. Yılanlarla çiyanları ayıran en önemli özelliklerin başında çıyanların ayaklarının olmasıdır.

Çıyan zehirli bir hayvandır. Türlerine göre de boyları değişmektedir. Ortalama çiyan boyu 3 – 10 cm. arasında değişmektedir. Bu boyutlardan daha küçük çiyanlar olduğu gibi daha büyük çiyanlarda vardır. Çiyanlar çok çeşitli renklerde olabilirler. Sarı ve kırmızı renklerde olanları oldukça zehirlidir. Doğa da bu renkler zehrin simgesidir. Çiyanlarda diğer bir çok türdeşi gibi böcek ve hayvanlarla beslenir. Avlanmak için geceleri daha aktiftirler. Çiyanlar 17 çift bacağı olan canlılardır.


ÇİYAN SOKMASI VE YAPILMASI GEREKENLER

Çiyan kolay kolay direkt olarak insana saldırmaz. Genellikle çimenlik alanlarda çıplak ayakla dolaşıldığında fark edilmeden çiyanın üzerine basılması durumunda bu hayvan insanı sokar. Çıyan sokması son derece acı verici bir olaydır. Çıyan tarafından sokulan bölgede zehre bağlı olarak çeşitli komplikasyonlar oluşabilir. Çiyanın ısırdığı bölgede kızarıklık ve ciddi alerjik durumlar oluşur. Çıyan sokması sonrasında sokulan bölgedeki kanama kesinlikle durdurulmamalıdır. Çünkü bu kanama sayesinde belki de zehrin büyük bir kısmı vücuttan atılacaktır. Mümkün ise ilk yardım olarak hastanın sokulan bölgesi hijyenik bir şekilde, ağzında yara olmayan bir kişi tarafından, emilerek zehirli kan dışarıya tükürülmelidir. Bu şekilde çıyan sokması ile oluşan zehrin dışa atılımı hızlandırılacaktır.
Çiyan tarafından sokulan kişide yüksek ateş oluşur. Bunu hemen takiben ışıktan ve gürültüden ciddi derecede rahatsızlık hissi belirir. Tepkilerde düzensizlik ve vücutta kasılmalar oluşabilir. Çıyan zehri çoğunlukla öldürücü olmamakla birlikte bazı durumlarda alerjisi olan hastalarda çok ciddi sonuçlar doğurabilir.


ÇİYAN NE İLE BESLENİR?

Çiyan tüm böcekler başta olmak üzere fare, örümcek, akrep vb.. gibi küçük hayvanlarla da beslenmektedir. Ayrıca çiyanlar ölmüş hayvanların leşleriyle de beslenirler. Çoğunlukla etçil olarak beslenmeyi seven çiyan bazı durumlarda bitki ve sebzelerimize de zarar verir. Ayrıca çıyanlar mutfaklarımızda yer alan yiyeceklerimize de zarar verirler.


ÇIYAN NERELERDE YAŞAR?

Çiyanlar evlerimizde, bahçelerimizde vb.. bir çok yerde görülebilirler. Dış alanlarda çiyanlar, toprakla teması olan rutubetli ve korunaklı alanları tercih ederler. Bu yerler taşların altları, toprağın içindeki oyuklar ve çatlaklar gibi alanlardır. İç alanlarda, süpürgeliklerde, kapı ve pencere aralarında, bodrum ve garaj gibi mekânlarda da duvarlarda yürürken görülürler.


ÇİYANLARLA MÜCADELE

Çiyanlarla mücadele işi profesyonellere bırakılmalıdır. Unutulmamalıdır ki çiyan zehirli ve zararlı bir hayvandır. Bu böcekle kendi yöntemleriniz ile mücadele etmeniz hem sağlığını riske atabilir hem de kesin çözüm olmaz. Firmamız çıyan ilaçlaması hizmetleri ile 7 / 24, tüm Türkiye geneline uygun fiyatlardan garantili ve kaliteli ilaçlama servisleri vermektedir.